Aslında hiç böyle bir niyetim yoktu. Bütün olay beşiğe yaydığım çarşafın baya pislendiğini görmemle başladı. Sonra bir farkettim ki beşiğin yan korumalıklarını ilk yıkayıp taktığımdan beri bir daha yıkamamışım. E 3 ay olmuş! Hemen yıkayayım dedim tabi, söktüm bütün tekstili. Ama tabi akşamüstü olmuştu ve tabiki Kerem'in yatma saati geldiğinde kurumamışlardı. Önce başka çarşaf yayayım dedim ama başka yan korumalığım yoktu. E Kerem elini kolunu çarpar... napicam. Bari bu akşam yatağında yatsın dedim.
25 Mart 2016 - Kerem kendi yatağında dönenceyle oynuyor |
İlk doğurduğumda, hatta doğurmazdan evvel kafamda bir tarih vardı odasını ayırmak için. 3 ay! Ama doktorumuza danıştığımda bana, kendi kendine dönmeye başlayana kadar, yani 4-5. ayına kadar sizinle yatmasında fayda var deyince, ben de kararımı revize etmiştim.
Efe en başından beri, benim, bebeğinden ayrılamayan, beraber yatan ve odasını ayırmayı başaramayan annelerden olacağımdan çok korkuyor. Nedeni ne, derinde ne gibi düşünceler var bilemiyorum. Ama en başından beri ona merak etmemesini, zaten odasını belli bir zaman sonra ayıracağımı, ilk başlarda habire kalkmanın benim için de zor olduğundan yanımızda yatmasının bana kolaylık olduğunu ona söyledim durdum.
İşte o akşam, yeni saate geçtiğimiz 27 Mart Pazar günü, bütün beşiğin tekstilini yıkadıktan sonra, Kerem'i akşam uykusu için odasında yatırdım. Zaten gecede bir kez kalkıyor, 3 gibi, sonra 6, 6:30 gibi kalkıyor ve gün başlıyor, o yüzden çok problem olmaz dedim. Miray'ın bana verdiği telsizi de açtım. Ama o telsiz de bir çekiyor bir çekmiyor. Telsizden ya duyamazsam diye mi, uyurken kusar birşey olur da duyamazsam diye mi nedir, biraz tedirgindim aslında. Ama sonra gerginliğimin asıl nedenini anladım. İçim buruktu benim. Sanki oğlumdan ayrılmış, onu kendi odasına "atmış" gibi hissediyordum. 2 oda ötemizdeydi, ama O'nu şimdiden çok özlemiştim. Ve işin kötüsü, Efe'ye devamlı "öyle bir anne değilim" mesajı verdiğim için, sesimi de çıkaramadım :) Üzgünüm, ama söyleyemiyorum, öyle melül melül dolanıyorum sadece evde.
Sonra yatmak için odaya çekildiğimizde Efe bana gelip, "yaaa Paraz, şurda uyuyordu ne güzel" deyip beşiği gösterince, "Oh be" dedim :) Ben de bi tuhaf hissediyorum ama söyleyemiyordum dedim, meğer yalnız değilmişim. Efe de kendini kötü hissediyordu. Yanımızdaki boş beşiğe bakıp bakıp gözlerimiz doldu. Roomie'mizi çok özledik çoook.
Bir yandan da 2 aydır ilk defa gece lambalarımızı istediğimiz gibi yakıp, uyumadan önce kitap okuyabildik, ve bu bizi çok mutlu etti. Paraz uyanmasın diye gece ışıkları hiç açmıyorduk, haliyle anca salonda okuyabiliyorduk istediklerimizi. Kerem odasına gidince, bizim odamız bize kaldı :)
29 Mart 2016 - Kerem'le sitede yürüyüş selfie'si |
Sadece "1 gecelik" bir ayrılık diye başlamıştım ama, 3 gece oldu hala odasında yatırıyorum onu. Çünkü zaten artık beşiğe sığmamaya başlamıştı. Ve gün gelir de bir anda dönerse, beşikten aşağı düşer diye korkuyordum. Beşiğin içinde reflü yatağı var ve bu yüzden parmaklıklar kısa kalıyor. Park yatak hala annemlerde. Aslında onu eve getirmek istiyorum, böylece Kerem park yatağın içinde yine yanımızda yatabilir. Ama bir yandan da hazır başladım diyorum, bir daha geriye dönüş olmasın... Of bilemiyorum. Kerem'in umru değil, hiç birşey farketmedi, bizimle nasıl uyuyorsa odasında kendi yatağında da aynen uyuyor, çocuk hiç yadırgamadı, zorlanmadı ama ben alışamadım bir türlü.
Evdeki telsiz çok iyi çekmediği için kameralı bir baby monitörü bakıyorum. Çekmiyor diyorum ama geceleri Kerem ağladığında çalışıyor aslında. Sanırım sadece güçlü sesleri bize iletiyor. Ben en ufak bir kıpırtıyı bile duymak istediğimden memnun değilim. Kerem gerçi telsiz olmadan da bize sesini çok güzel iletiyor. Zaten kapılar açık yatıyoruz ve öyle bir bağırıyor ki komşular duyuyordur. 23 Nisan'daki indirimlerde alacağım sanırım, acele etmeyeceğim. Bir de 1 Nisan'da doktorumuza gidiyoruz. Bu odasında yatırma işi için ondan da icazet alırsam sanırım içim daha da rahat edecek.
Not: Evdeki telsiz Motorola'nın MBP11 Dijital Bebek Telsizi.