dropdown

28 Nisan 2016

Hamileysen | Doğumdan önce okuman gereken kitaplar

Bu yazı, hafta hafta hamilelik kitaplarıyla ilgili değil. Bu yazı, doğurduktan sonra başına neler gelebileceğini anlatan kitaplarla ilgili! Ama merak ediyorsan eğer, ben hamileyken, hamilelikle alakalı şu kitapları okudum:


İçgüdüsel Doğum, Bebeğinizi beklerken sizi neler bekler, ve Hamilelikten 3 yaşa kadar Bebeğimi Büyütüyorum


Ama meğer, birşeyi atlamışım. Hamilelik 9 ay, çocuğu büyütmek ise ömür boyu! Sonrasını hiç düşünmemişim... O nedenle şu aşağıda resmini gördüğünüz kitaplara bir göz atarsanız, bana dua edersiniz :) Bunlar benim kendi okuduklarım... Başka duayenler de var tabi... mesela Kim West... daha okumadım, ve daha belki de bilmediklerim var. Aşağıdakiler benim kendimce faydalandıklarım... Bu arada yanlış anlaşılmasın, "okuyun uygulayın" demiyorum, sadece "okuyun fikir edinin, kendi süzgecinizden geçirip, ne yapmak istediğinize ondan sonra karar verin" diyorum



1. Bebeğinizin ilk yılında sizi neler bekler
2. Tracy Hogg - Bebek bakım sorunlarına mucize çözümler


3. Dr. Harvey Karp - Mahallenin en mutlu bebeği
4. Gece boyunca uyumak

5. Doğumdan itibaren Montessori
6. O tabak bitecek mi

Bu yazıyı siz benim düştüğüm duruma düşmeyin diye yazmak istedim. Hamileliğim boyunca "doğuma" o kadar odaklanmışım ki, bebeğe nasıl bakacağımı, beni nelerin beklediğini ve kendimi nasıl hazırlamam gerektiğini hiç düşünmemiştim. Açıkcası aklıma bile gelmedi galiba. Sanırım
hamilelikte salgıladığım hormonlar yüzünden bende aşırı pozitiflik vardı, bu nedenle "aman canım nedir, bebek işte bakılır" diye mi düşündüm nedir. Mutluluktan gözüm kör olmuştu kısacası. 

Çok mutlu bir hamilelik geçirdim ve bu süreçte keyfimi çok az şey kaçırabildi. Şimdi o günleri hasretle anıyorum. Bir arkadaşım hamileykenki ben için "anti-depresan kafası" diyordu.... haklıydı. Lohusalıkta ne hormon salgıladıysam, tam tersi durumdaydım, bir o kadar negatif ve depresif.
Velhasıl ben hafta hafta hamilelik kitapları ve internette bloglarda "pozitif doğum hikayeleri" okumaktan (bu da ayrı bir yazı konusu) aşağıdaki kitapları çok geç keşfettim ve satın aldığımda zaten hamileliğimin sonlarına gelmiştim. Artık doğumdan sonrası için ne kurduysam, bu kitapları doğurduktan sonra okurum diye düşünmüştüm. Hazır evdeyim ya bol bol vaktim olur. Hahah... şu an sadece kendime gülüyorum :)

Siz benim düştüğüm hataya düşmeyin. Hamilelik ve doğum kitapları da okuyun tabiki ama doğumdan önce mutlaka şu kitaplara, hiç değilse ilk ikisine bir bakın. Kendinizi içinde bulacağınız duruma hazırlayın :) benim gibi sudan çıkmış balığa dönmezsiniz hiç olmazsa.

Üşengeçler için okuduğum kitapların özetlerini de yine blogda "Kitap Özetleri" sayfasında bulabilirsiniz. (Bu yazıyı yazdığım tarihte henüz bir özet yayınladım ama diğerleri yolda)

Not: Kendi çocuğumdan önce kucağıma 2 kere bebek almışlığım var. Biri Müge'nin oğlu Barış, ki onu ilk 4 aylıkken görmüştüm; ikincisi de Kuzenim İpek'in oğlu Deniz Emre. Hiçbir bebeğin ilk haftalarını bizzat yaşamamış bir insan olarak, bebekler konusundaki bilgim ve tecrübem sıfırdı. Eğer siz zaten ailenizde ablanız veya kardeşinin bebeğiyle yakın temas içinde bulunup, bebek bakım zorluklarını ilk elden tecrübe ettiyseniz, belki de bu kitapları yana yakıla okumanıza gerek yok. Ama tabiki bir zararı da olmaz :)

27 Nisan 2016

18. HAFTA | Hafta Hafta Bebek



Hafta hafta bebek'te genel bilgilerdense Kerem'in ne yaşadığını anlatıyorum. 18. hafta içinde Kerem'in ne yaşadığı ve spesifik olarak neler yaptığı ile ilgili kayda değer bilgiler aşağıdaki şekilde; 

  • Bu hafta genel olarak gece uykusu hep 20:00 - 20:30 arası başladı ama gece uykuları düzensizdi, ve çook süt içti, geceler dahil. Ama bir gece akşam 20'den sabah 5e deliksiz uyudu sonrasında da sabah 8de kalktı. Bu hayatımızda bir ilk.
  • Her gece 19:30'da banyo yapmaya devam, bir şampuanlı, bir şampuansız.
  • Kafasındaki konaklar için zeytinyağı ve karbonat yaptık. Baya işe yaradı, konaklar nerdeyse geçti, ara ara devam ediyoruz sürmeye.
  • Gündüzleri tam 2 saat uyanık kalabiliyor. Sonra 45dk uyuyor, kurulmuş saat gibi. Bu nedenle genelde 4 uyku uyuyor, bazen 5.
  • Yine sokaklarda baya zaman geçirdik. Genel olarak sokağa çıktığı zaman bazen uykuları tutturmakta evdeki kadar başarılı olamıyoruz. Evde olsak 45dk uyuyacağına, sokakta bazen 15, bazen 30dk anca uyuyor.
  • Hala arabada ana kucağı ile seyahat etmeyi sevmiyor. O nedenle artık tek başınaysam, gideceğim yerlere yürüyerek gidiyorum. Pusette 20-25 dk durmaya başladı, tabiki 3. kademe seyahat edince. Yani biraz etrafını görebilince. Yolun geri kalanını kanguruda devam ediyoruz.
  • 23 Nisan cumartesine özel olarak aşırı huysuzdu. Kucakta bile ağladı, bir huzur bulamadı. Sahile inerken arabada ilk defa emzirmek zorunda kaldım çünkü kucakta bile sakinleştiremedim. Sonra allahtan uyudu da pusetine koyduk, sahilde azıcık keyif yapabildik :)
  • Bu hafta değişik sesler çıkarmaya başladı. Minik çığlıklar atıyor sanki, sesini inceltip kalınlaştırıyor ve kuş gibi sesler çıkarıyor.
  • Anne'ye benzer de bir çığlığı var, tabiki bilinçsiz ama bu ses çok hoş :)
  • 4. ay aşıları bu hafta oldu, allahtan ateşi çıkmadı

26 Nisan'da 4. ay aşılarını olmaya gittik


24 Nisan'da Rana ve Murat'la sahilde takıldık...hava çok güzel

23 Nisan... Kerem'i alıp sahile indik, bi kahve içtik döndük... Bu arada evet artık kahve içer oldum :) Decaf Latte tabiki

21 Nisan... Cafe Nero'ya gittik


22 Nisan... Caddede Kanguruda gezdi, sonra da Efe bizi aldı dönüşte... Çıngırağını artık yiyebiliyor.

20 Nisan 2016

17. HAFTA | Hafta Hafta Bebek



Hafta hafta bebek'te genel bilgilerdense Kerem'in ne yaşadığını anlatıyorum. 17. hafta içinde Kerem'in ne yaşadığı ve spesifik olarak neler yaptığı ile ilgili kayda değer bilgiler aşağıdaki şekilde; 

  • Bu hafta ellerini inanılmaz çok yedi. Nerdeyse bütün yumruğunu ağzına soktu, her yer tükürük.
  • Sırt üstünden yüzüstüne biraz yardımla dönüyor ve altta kalan kolunu artık tek başına kurtarabiliyor.
  • Yüzüstü yatarken de artık dizini hafifçe kırıp yerden destek almayı öğrendi. Aynı taraftaki koluyla da yeri iterek yarıya kadar dönüyor.
  • Nerdeyse hergün, bazı günler günde 2 kere kaka yaptı.
  • Uyku düzeni baya bozuldu. 8 gibi yatıp 1 saat sonra nerdeyse hep kalktı. Kucağıma alır almaz 2dk içinde tekrar uykuya daldı. Bazen geri koyduktan sonra 1 kez daha kalktığı oldu. Bazen gece 11de emmek için kalktı. Bazen 2de kalktı ama sabah 5 seansı hepsinde vardı. Ve sabah 6.30da genelde güne başladı.
  • Resimlere, tablolara çok bakıyor.
  • Kahkahaya benzer birşey yapmaya başladı. 
  • Arada sırada çığlık atıyor. Yani tiz sesler çıkarmayı öğrendi :)
  • Aynada kendine çok gülüyor.
  • Tam uyku saatine denk getirirsek arabada uyuyabiliyor. Pusetinde etrafına bakınmaya başladığı için daha çok durmaya başladı
  • Dışarda geçirdiğimiz günlerde etrafını çok inceliyor ve sanırım çok yoruluyor o nedenle 1,5 saat sonra yine uyuyor. Evdeyken 2 saate kadar uyanık kaldığı olabiliyor. 
 
Efe bu hafta Küba'daydı

 
 Artık dışarda zaman geçirmede iyice ustalaştım, pusette alt bile değiştirebiliyorum :)

Uykuyu tutturamadığında bazen öğlenleri benim yatağımda beraber uyuyoruz


 Gün içinde kitap okuyoruz artık, kitaplara alıştırmaya çalışıyorum ki ilerde parçalamasın :)

Yakaladığını ağzına atmakta üstüne yok bu hafta

15 Nisan 2016

Tracy Hogg'un EASY Yöntemi Nedir Ne Değildir




Hepimizin baş ucu kitabı, Tracy Hogg'un "Bebek Bakım Sorunlarına Mucize Çözümler" adlı eserinin birinci bölümünü tekrar tekrar okumaktan sıkıldım ve kendime, kendimce önemli bulduğum yerlerden oluşan bir özet hazırladım. Umarım bu özet benim gibi başka üşengeçlerin de işine yarar.





Not: Ben EASY'yi tam olarak kitaptaki şekliyle uygulamıyorum. Bebeğimi izleyerek ve onu gözlemleyerek geliştirdiğim, onun ihtiyacı doğrultusunda olan bir rutinim var. Bu rutini oluştururken Kerem'in doktorundan da çok fikir aldım ve doktorumuzun verdiği bazı bilgiler bu kitapta geçenlerden farklı. Bu nedenle kitapta yazanları "kural" olarak benimsemeyin, mutlaka kendi doktorunuzla da durumunuzu paylaşıp fikir alın. Ben bu kitaptan çok fikir aldım ve bence uygulamasanız bile fikir edinmek adına mutlaka okunması gereken bir kitap.



BEBEK BAKIM SORUNLARINA MUCİZE ÇÖZÜMLER 
BÖLÜM I - EASY

Bu bölüm yazarın EASY harflerinden oluşan yönteminin nasıl uygulandığını anlatıyor. 
Harflerin anlamları şu şekilde;


  • E: Eat – Beslenme
  • A: Activity – Aktivite
  • S: Sleep – Uyku
  • Y: Your time - Sizin zamanınız

Bu yönteme göre bebek önce beslenmeli, sonra bir süre aktif tutulmalı, daha sonra uyutulmalı ve bebek uyurken siz de kendinize zaman ayırmalısınız.

Olayın temelinde "Bebekler rutin sever" mantığı var. Bizler yani yetişkinler gibi. Bizler de günümüzü belli bir döngüde yaşarız; ne zaman yemek yediğimiz, ne zaman işe gittiğimiz, ne zaman uyuduğumuz genelde hep bellidir. Ve düzenimiz bozulduğunda bizler de rahatsız hissederiz. Aynı durum bebekler için de söz konusu.



EASY gündüzleri uygulanacak bir rutindir. Geceleri yapılmaz. Bebekler gece aktif hale geçirilmeden emzirilmeli ve tekrar yatırılmalıdır.

Rutin demek program demek değildir. Bebeğin günü saate bağlanamaz. EASY ardışık bir motifin tekrarıdır. İlla her gün aynı saatte aynı şey olacak demek değildir. EASY de yemekten sonra anneler bebeklerinin biraz aktif olmalarını sağlamalı ve sonra uyutmalıdırlar. Bu sayede bebekler yemek ile uykuyu özdeşleştirmezler.

Kitabın temelinde hep şu tekrarlanır. Doğduktan 4 aylık olana kadar 3 saatlik EASY yani rutin, 4 aylıktan sonra da 4 saatlik rutin önerilir. Bu beslenme aralıklarının 3 veya 4 saat olması gerektiği anlamına gelir.
Hangi saatlik rutinde olduğu farketmez, EASY’de gün 07:00’de başlar, beslenme farklı aylara göre 20 ila 45 dakika arası sürer, her bir döngüde bebek 1,5-2 saat gündüz uykusu uyur, her akşam aynı saatte banyo yapar ve 19:30’da yatar. 23:00’te de uyku öğünü alır. Uyku öğünü bebeğin uyandırılmadan memeden veya biberondan beslenmesi demek olup, 7. Veya 8. ayda sonlandırılır. 

Hogg, bebeklerin gündüz uykularının 1,5-2 saat  sürmesi gerektiğini söyler. Daha kısa uykuyu kabul etmez. ama kitapta bir not var. 45dk'lık bir uyku sonrasında bebek gayet mutlu uyanır ve sorunsuz aktivitesini yaparsa, bu bebeğin biyolojik saati 45dk'lık uykuya göredir de denebilir der
.
EASY'ye başlamadan önce birkaç gününüzü izleyin, ve gününüzün nasıl geçtiği ile ilgili notlar alın. Böylece mevcut bir rutininizin olup olmadığını veya varsa sorunu daha iyi görebilirsiniz. 

EASY değişik yaşlar için farklı uygulanır:

  • Doğumdan 6 haftaya kadar
  • 6 hafta 4 ay arası
  • 4 ay 6 ay arası
  • 6 aydan 9 aya
  • 9 ay ve sonrası

İlk 6 hafta: Uyum süreci. Bu dönemde bebekler herşeyi ağızları ile yaparlar. Emerler ve ağlarlar. Günde 1 ila 5 saat ağlamaları normal kabul edilir. Bir bebeğin ağlaması asla görmezden gelinmemelidir. 6. Haftada ağlamaları üst sınırdadır. Farklı tip (açlık, yorgunluk) ağlamaları vardır. 3 saatlik rutin 3 - 3.5 kg doğan normal bebekler için tasarlanmıştır. Onların 3 saatlik açlığa dayanabileceğine inanılır. Prematüre veya az kilolu olanlar ile sarılığı olanlar ise 2 saatlik rutinle başlamalıdır. Ta ki 3.5 kg olana kadar

6 hafta - 4 ay arası: Bu aralıktaki bebeklerin beslenme arasının 3 saat ve 4 saate yaklaşmakta olması gerekir. Geceleri 23'ten sabah 5-6'ya kadar uyuyabilmeleri gerekir. Emme süreleri kısalmış ve aktivite saatleri uzamıştır. Eğer geceleri uyanıyorsa bu, gündüz yeterince beslenmediğinden olabilir veya geceleri hep aynı saatte uyanıyorsa bu açlık değil alışkanlık uyanması olabilir.

4ay – 6 ay arası: 4 aylık bebekler 4 saatte bir beslenebilirler. Yani 3 saatten 4 saatlik EASY’ye geçiş yapmalılardır. Beslenme 20-30 dakikada biter, ve beslenme alt değiştirmeyle beraber en fazla 45 dk sürer. Bundan sonra 1,5 saat kadar ayık kalabilirler. Yani uyandıktan sonra 2-2,5 saat bebekler uyanık kalabilir. Uykularını düzgün uyuyamayan bebeklere yatır kaldır yöntemi uygulanabilir. Bebek akşamüstü şekerlemesiyle beraber günde 3 uyku uyur. Bu dönemde hatalı ebeveynlik tohumları atılabilir. Sabah 5 te uyanan çocuğun odasına dalıp ona erken uyanmanın iyi bir şey olduğu mesajını vermek veya uyku öncesi besleyerek uykuyla beslenmeyi özdeşleştirmesi gibi.

6 ay – 9 ay arası: Hala 4 saatlik EASY geçerlidir fakat artık katı gıdalara başlanmıştır. 7. ay civarı saat 23’teki uyku öğününden vazgeçilebilir. Yine bu zamanda 17-18 arası şekerlemeyi kaldırma vakti gelmiştir. Çoğu bebek günde 2 uyku uyur. Eğer teşvik edilirse kendi kendine oynayarak bağımsız vakit geçirebilir. 

9 ay ve sonrası: Öğünler arası 5 saate kadar çıkabilir. 3 ana öğün, 2 ara öğün şeklindedir. 2,5-3 saat uyanık kalabilirler. 18 aylık olduktan sonra tek bir öğleden sonra uykusu uyurlar.

14 Nisan 2016

"Siz bunu kucağa alıştırdıysanız tabi!" | by Parcali Bulut



Sanırım doğurduğumdan beri (evet artık "doğurdum" diyebiliyorum, nedeni için bakınız Doğum Hikayem) en çok duyduğum ilk soru

1. Sütün yetiyor mu?

Yetmiyorsa napıcan sen mi emziricen? Yetiyorsa nolcak, fazla varsa kendine mi isticen? Mama vermek ayıp mı? Ben hiç vermedim, çok şükür gerek kalmadı ama gerek olsaydı da verirdim. Açlıktan ölsün mü bebek? Tamam anne sütü önemli, ama konu komşu, hastaneye gelen herkes, tanıdığım tanımadığım, sokakta gördüğüm teyze bile "emziriyor musun, sütün yetiyor mu" diye neden sorar, anneyi neden gerer hiç anlamam. Zaten anne dediğimiz kişilik daha anne olduğunun bile farkında değil. Bir panik yaşıyor, sudan çıkmış balık gibi ne olduğunu anlamış değil, tecrübe sıfır, bebek zaten ota boka ağlıyor, bir de elalem olan azıcık sütü de kesilsin diye anne'yi gerdikçe geriyor. "Hmm sütün su gibi, yaramıyor demek ki... aç bu aç"... 



Küçük bir not: Mama vermediysem Efe sayesinde. Yoksa ben kafama göre dayamıştım çocuğa mamayı. Sanki aç gibi geliyor, sütüm yeterli miktar çıkmıyor gibi geliyordu. Internette gerekli gereksiz o kadar çok bilgi var ki. 3 haftalık bebek 60-150mL süt içer yazıyor. Yuh yani... 4 aylık oldu hala 150mL içmiyor, hangi bebekmiş o 3 haftalık 150 içen. İnsanı bunalıma sokar. Velhasıl bu gazla devamla emzirdim, memeleri de mahvettim ama tosun 28.gün beklenenden daha fazla kilo almıştı. Ama Efe olmasa belki de sütüm bugünkü gibi olamazdı.

 
İkinci soru da geliyor...
2. Uyuyor mu?

Hayır bizimki zombi, hep ayakta geziyor. Uyumuyorsa nolacak, senin mi uykuların kaçacak? Sen mi gece kalkıp uyutmaya çalışıcan? Veya kendi çocuğunla torununla kıyaslayıp "aaa bizim ki hep uyurdu, hay allah niye böyle oldu sizinki" diye anne'nin moralini daha da bozup "schadenfreude" mi yaşayacaksın? (Deyim Almanca... başkasının mutsuzluğundan mutlu olmak demek). İnsanımız çok acayip, kendisine uzaktan yakından dokunmayanı merak ediyor. Uyuyorsa napıcan, hasetinden çatlayacan herhalde.


Veee.... son zamanların en popüler sorusu...



3. Kucağa mı alıştı bu?

Ya nereye alışacaktı teyzecim? Sıcacık rahmimden yeni çıkmış, kendini dünyada geçirdiği ilk 3 ay zaten hala anne karnında zannediyorsa bu kuzu, sen söyle nereye alışsın? Yerde yatmaya mı? Tabiki kucağa alışacak, anne kokusu veya bir insanın sıcaklığını isteyecek. Yapışacak koala gibi, gömecek burnunu ya koltukaltına, ya boynuna, orda yaşayacak. Kalp atışını kendisine ninni yapmadan rahat edemeyecek.


Kabul ediyorum ilk başlarda çok moralim bozuluyordu. Bu çocuk niye pusetinde durmuyor diye. Ve kabul, şu anda da tabiki pusetinde dursa çok sevinirim, çünkü sırtım belim kopmuş durumda. Ama şöyle bir düşününce bebeğe hak verdim. Sırt üstü yatıp sadece gökyüzünü göreceğime, anneme yapışık gezip, onunla aynı seviyeden dünyayı görmek bana da daha eğlenceli gelirdi. İşte bunu kabul ettiğim an, herşey değişti. Kerem'le hayat benim için çekilebilir, hatta eğlenceli oldu. Çünkü beklentilerim değişti. Artık biliyorum ki bu bebek pusetinde 45dk uyuyacak sonra da kucağımda durmak isteyecek. Ben de bütün gezme planlarımı onun uyku düzenine göre yapıyorum. O uyurken yürümeyi tercih ediyorum. Uyandığında da bir Cafe'de oturmayı. Artık kucağımda destekli oturabildiği için gittiğim cafelerde Kerem kucağımda yemek de yiyebiliyorum, çay da içebiliyorum.





Evet, çokça ayakta dolanmak zorunda kalıyorum, Kerem kucağımda yürüyorum, onu gezdiriyorum, deyim yerindeyse onun ayakları ben oluyorum, veya annem, veya kayınvalidem, veya Efe. Artık kim kim çıktıysak... dönüşümlü gezdiriyoruz Kerem'i. Çok da mutluyuz, O'da biz de. Yeter ki o ağlamasın, ağlamadığı müddetçe bir problem yok.




Geçen gün Zanzibar'da Merih Anne kucağında Kerem'le gezinirken, bir teyze hemen laf attı "Anneanne misiniz?" Hayır, dedi Merih anne, Babaanneyim. Kadından gelen cevap... "Hmm, e babaanne kucağa alıştırdıysa tabi!"... Laf soktu balkabağı! Sıkıysa alma kucağına, öyle bir ağlıyor ki yer gök inler. Kaldı ki yazık değil mi? Niye ağlatayım? Babaanne falan değil, bizzat ben alıştırdım kucağa, var mı itirazı olan :)

Kucağa alışmayan bebek bir şehir efsanesidir. Ben, uyanıkken, annesinin yanında pusetinde oturan bebek görmedim. Belki yaşına geldiklerinde veya daha büyükler oturur, ama "bebek" hiç görmedim. Bence bunu görmek anormal olur zaten. Napıcak zavallıcık orda tek başına, ne dönebilir, ne kıpırdayabilir, tabiki bir eğlence isteyecek. En güzel eğlence de insan.



Ve herkes bebeklerini kucaklarında taşıdığı için sanırım bir diğerine salık veriyor; "Aman kucağa alıştırma!" Oldu... sen yaptın çünkü, ben kesin başarırım. Ayrıca alışsa ne olur? 7 kat el mi bu da ona kötü davrancaz, koyacak yerine, ağlasa da almayacaz. Ben yapmam... yapanı da eleştiririm.. ağlatmayın bebekleri. 

Unutun artık yok öyle bir dünya... bunlar kucağa alışmıyorlar, kucak istiyorlar, sarınıp sarmalanmak, sıcaklık ve sevgi istiyorlar. Çünkü 3 aya kadar hala kendisini sizin içinizde zannediyorlar, 4. trimesteri dışarda geçiriyorlar. Sonrasında da şu koca dünyada bilip tanıdığı 3-5 insan var, güvende hissetmek için temas istiyor tabiki.

Bence doya doya da alın kucağınıza.... Kerem benim bu hayattaki tek çocuğum olacak (büyük ihtimalle - 2.ye hamile kalırsam vurun beni zaten... aynı şeyleri bir daha yaşadığımı düşünemiyorum). Ve zaman da hızla akıp gidiyor... gün geçtikçe de daha tatlı bir bebek oluyor... ve insanlar hep diyor... sev öp kokla, sonra istesen de gelmeyecek kucağına. 

En azından ben böyle düşünüyorum.




13 Nisan 2016

16. HAFTA | Hafta Hafta Bebek



Hafta hafta bebek'te genel bilgilerdense Kerem'in ne yaşadığını anlatıyorum. 16. hafta içinde Kerem'in ne yaşadığı ve spesifik olarak neler yaptığı ile ilgili kayda değer bilgiler aşağıdaki şekilde;

  • Bu hafta Kerem'in oldukça dışarıda gezerek geçirdiği bir haftaydı. Dolayısıyla rutinini sokakta da devam ettirmeye çalıştım ve sanırım başarılı da oldum diyebilirim.
  • Bu hafta ilk defa Polonez Brasserie'ye girdiğimizde, pusetinde kendi kendine uyuya kaldı
  • İlk defa dilini çıkardı. İlerleyen günlerde de benim yemek yerkenki abartılı çiğneme hareketlerimi pür dikkat izleyerek taklit etmeye çalıştı, arada dilini belirgin şekilde çıkartıp ağzını açıp kapamaya çalışıyordu.
  • Dönencenin hayvanlarını yakaladı ilk defa. Öyle bi tuttu ki dönemedi mekanizma.
  • Kendi kendine sırt üstü yatarken yarıya kadar dönebiliyor artık. Birinin yardımıyla da (popodan iteklemek suretiyle) tamamen yüzüstüne dönmüş oluyor. Kolu altında kalıyor tabi ama bir kere kolunu kendi kendine kurtarmayı başardı.
  • Dışarda geçirdiğimiz günlerde uyku saati geldiğinde kısa sürede üstümüzde (kucakta veya omuzda) uyuya kaldı ve pusetine yatırdığımızda uyumaya devam etti
  • Kaka bu hafta biraz sekteye uğradı. 2 günde bir yaptı bir kere. Diğer günler her gün vardı
  • Geceleri 4-5e kadar deliksiz uykusu bu hafta biraz bozuldu. Uzun bir aradan sonra ilk defa gece 23:00 gibi bir iki gece kalktı süt içip yattı. Onun dışında da bu haftanın çoğu gecesi sabah 03:00 civarı uyandı, 05:00 gibi tekrar uyandı ama kendi kendine uyudu ve sabah 06:30 - 07:00 arası uyandı.
  • Gündüz 3 saatte bir besleniyor artık ve 45dk'lık uykular uyuyor, yaklaşık 2 saat ayakta kalabiliyor.
  • Bir kere 2 saatlik bir öğle uykusu yaptı, birkaç haftadır 1 saati aşan gündüz uykusu görmemiştim.
  • Akşamları son şekerlemeyi 17:00 - 18:00 arasına çektim. 18:00'de besin yüklemesine başlıyorum yani emziriyorum sonra 20:00'de bir daha emzirip yatırıyorum. 20:30'da genelde uyumuş oluyor. 


06 Nisan 2016

15. HAFTA | Hafta Hafta Bebek


Hafta hafta bebek'te genel bilgilerdense Kerem'in ne yaşadığını anlatıyorum. 15. hafta içinde Kerem'in ne yaşadığı ve spesifik olarak neler yaptığı ile ilgili kayda değer bilgiler aşağıdaki şekilde; 
  • Kerem bu hafta gece uykusunda hep sadece 1 kere kalktı.
  • Gece uykusunun ilk kısmı da ortalama 8 saat sürdü. 8,5 saat sürdüğü de oldu. Genelde sabah karşı 5 gibi uyandı. Bu bir ilk!
  • Gece uykusunun ikinci kısmı nispeten daha kısa oldu. Güne bir kere 07:30'da başlasa da, genelde 06:30 ila 07:00 arası uyandı.
  • Bu hafta günde 2 kere kaka yaptığı çok oldu. İlki sabahın erken saatleri, ikinci de banyodan önce.
  • Saatler alındığı için artık banyo saati 19:30 ve yatma saati 20:30 oldu.
  • Banyo'da dayanabilsin diye her akşamüstü 17:30- 18:30 arası Kerem'i uyutmaya çalışıyoruz, artık 15dk da olur 45dk'da yeterki azıcık uyusun. Yoksa 19:00'da uykusu geliyor.
  • Bana sanki bu hafta biraz az emdi gibi geliyor. Sanırım bu algı gece çok uyuduğu için oluştu. Gün içinde de 2 meme yerine tek meme emip doyduğu çok oldu. Zorlarsam fazla içtiğini mutlaka kusuyor, o yüzden artık zorlamıyorum.
  • Beni artık sadece gözleriyle değil başını da sağa sola döndürerek çok güzel izliyor.
  • Aynalara bakıyor ve aynaya beraber baktığımız zaman kahkaha sesine benzer bir ses çıkarmaya çalışarak gülüyor, ağzını kocaman açarak.
  • İnsanlara da gülüyor artık, oldukça güleç :) 
  • Bazen insanlara gülerken yüzünü omzuma gömüp utanıyormuş gibi yapıyor. 
  • Evdeki ana kucağında çok daha uzun oturuyor artık.
  • Uçak oynadığımız zaman artık ufak ufak gülüyor, eskisine göre daha az tedirgin
  • Oyuncaklarını çok iyi yakalamaya başladı ve ağzına götürebiliyor artık.

05 Nisan 2016

Boba 4G Kanguru ile kucak delisi bebe taşımak | Bebek Bakım Bilgileri 4

 

Benim bebeğim pusette durmuyor... Yok valla durmuyor. Kucak istiyor. Eğer yolda bebeği üstüne asılı bir şekilde boş bir bebek arabası süren bi kız görürseniz... işte o benim! Arabada ana kucağı'nda da (oto koltuğu olan) durmuyor ama o ayrı bir yazı konusu.

Bugün Yoga sınıfından kızlarla buluştuk... ve ben günü gene kanguru ile noktaladım.


Aslında hakkını yememem lazım. İlk haftalarına göre kıyaslarsam, pusette kalma süresi gittikçe artan bir trend içinde. Önceleri yarım saat ile başladığımız bu yolculuk şimdilerde 1 saati bulabiliyor. Ama sanmayın ki sakin sakin etrafına bakınıyor. 1 saati anca pusette uyuduğunda görebiliyoruz. Yoksa ayık bir şekilde en fazla 10 dakika duruyor, sonra basıyor çığlığı. Sıkıysa alma onu ordan. Birileri etini sıkıştırıyor sanki, öyle bağırıyor. Minik miyavlama sesine benzeyen ağlaması 5 dakika sonra katıla katıla ağlamaya ve ciyaklamaya dönüyor. Öyle ağlıyor ki arada nefesi kesiliyor gibi oluyor. Sanıyorsun bayıldı kaldı, hayır, sadece soluklanıyor. 1 dakika geçmiyor ki o tiz çığlık yeniden duyulsun.

Bütün bebekler arabada/pusette uyur diye bilirdim ben... Haliyle benim bebeğim böyle çıkınca şok oldum ve isyan etmedim değil! "Allahım neden ben?!" İlk tepkim, "bu çocuk bu pusette rahat değil, başka puset alalım" oldu. Fakat Kerem'in ara ara da olsa pusetinde/ana kucağında gayet rahat yarım saati bulan uyuması, bazen de kıçına iğne saplıyormuş gibi bağırmaları beni ikilemde bıraktı. Çocuk çelişkili mesaj veriyor, tutarlı değil. İkinci puseti de alıcam, elimde patlayacak, olan yine bana olacak, dedim, vazgeçtim.

Bu durum karşısında ne mi yapıyorum? Bebeğimi tabiki ağlatmıyorum. Hem ağlatmak istemediğimden, hem de belli bir eşiği geçtikten sonra sinir krizine bağladığından kabak yine benim başıma patladığından... çünkü o eşiği geçtikten sonra bebeğimi sakinleştirebilmek normalden 5 kat daha uzun zaman alıyor. Kucağıma alsam da fayda etmiyor, tam sustu derken, herhalde yaşadığı travma aklına gelip kulağıma kulağıma yine basıyor çığlığı. Ne olduğunu anlamak mümkün değil, artık kucakta ama hala huzur bulamamış, içini çeke çeke bir hal oluyor. Sonra taşı 1 saat daha kucağında.

Peki nasıl ağlatmıyorum? Tabiki kucağıma alarak. E ama bendeki de sırt, bendeki de bel. Resmen kas yaptım ama yine de bir sınırım var. Çözümüm...Kanguru!

Uzuun araştırmalarım sonucunda bebeğimizi üstümüzde taşımak için ne alacağıma karar verdim. "Biz" diyorum çünkü Efe'yle dönüşümlü kullanıyoruz. Yorulan diğerine devrediyor.

Kararım Boba 4G yenidoğana uygun Kanguru! 
Yeni doğana uygun çünkü kanguruyu Kerem 26 günlük olduğundan beri kullanıyoruz. O zamanlar amacım daha çok ev içinde kucağımızda taşımaya bir çözüm bulmaktı, çok fazla dışarı çıkmıyorduk ilk haftalarda ama aldığımız ilk akşam bu kanguru parasının hakkını vermişti zaten.



Şu anda ise dışarıya kangurum olmadan asla çıkmıyorum. Çünkü pusette başladığımız yolculuk mutlaka dönüş yolunda kanguruyla son buluyor. Kanguru olmazsa, bildiğin kucağımda taşımak zorunda kalıyorum, aşağıdaki gibi! O da sırtımı çok ağrıtıyor.


14 Ocak'ta tuniko.com'dan siparişini verdiğim Boba'm 18 Ocak'ta eve gelmişti. Haftasonuna denk gelmeseydi çok daha hızlı gelecekti. 

Öncelikle sling mi, yoksa kanguru mu diye çok gittim geldim. Hamileliğimin son haftalarından beri bu konuyu okuyorum. Çeşitli blogları, kadınlar klubü forumunu, instagramdaki insanların yorumlarını okudum, herbir ürünün nasıl kullanıldığını youtube videolarından izledim. Ve sonunda Boba 4G'de karar kıldım. Neden mi? İşte nedenleri. Öncelikle Sling nedir bir bakalım.

SLING
İngilizce bir kelime olan "sling" aslında askı demek. Sling vücudunuza bağladığınız kumaş için kullanılan terim.Bu slinglerin çeşitleri var.

Wrap Sling:
İngilizce bir kelime olan "wrap" aslında örtü veya şal demek. Uzunca bir kumaş parçası aslında ama kumaş ve dokuma özellikleri biraz daha farklı tabiki. Mantık olarak, tarlada çalışan kadının bebeğini kendisine bağlaması ile aynı. Bebeği gövdenize yaslayıp, bacaklarını M pozisyonunda açıp, kumaşı kendinize sara sara bebeği üstünüze asıyorsunuz. Veya yine farklı dolama yöntemleri ile bebeği kucakta taşıyormuşcasına da üstünüze bağlayabiliyorsunuz. Çeşitli markaların "wrap"leri var. Bunlar arasında benim karşıma çıkanlar:
Neko wrap
Boba Wrap
Mei Tai Wrap (bu biraz daha farklı bağlanıyor ama yine de aynı mantık)

Bence wrap slinglerin dezavantajı bağlamalarının biraz zor olması. En azından alışana kadar. Bir de, belki de en önemlisi, o kadar kumaşı kendime dolarsam sıcaktan pişerim ben. Zaten önümüz yaz ve Nisan itibariyle burda havalar ısınır o nedenle pek kullanamam diye düşündüm.

Ring (halka) Sling:
Bu terim genelde tek omuz üzerine asılan bir kumaş parçası için kullanılıyor. Askı ayarlarını kendiniz bağlayarak yapabileceğiniz gibi, ring slinglerde askı ayarlarını halkalar yardımıyla yapabiliyorsunuz. Sling'ler özellikle anneler tarafından yeni doğan bebeklerini taşımak için tercih ediliyor çünkü anne kucağındaymış gibi taşınabiliyor ama eller boşta kalıyor. Aynı zamanda bebeğin omurga yapısı için daha ergonomik olduğuna inanılıyor. Ring sling grubuna mı giriyor emin değilim ama Baba Sling baya bir aklıma yatmıştı. Bağlama derdi nispeten yok, hazır ve pratik.

Benim ring sling almak istememe sebebim, ağırlığı tek omuza bindirmesi ve bebek büyüdükçe kullanımının ağırlık sebebiyle zor olması. Aynı zamanda bebek büyüyünce kucak pozisyonunda gezmek istemeyecek, etrafı da daha çok görmek isteyecek diye düşünmüştüm. 

KANGURU
Ben hemen kullanmak istediğim için yenidoğana uygun bir kanguruda karar kıldım. Çünkü 2 farklı ürün almak istemedim. Yeni doğan döneminde kullanmak için sling alsaydım bir de üstüne mutlaka kanguru alacaktım. Onun yerine yenidoğanlar için de uygun olan Boba 4G aldım. İçindeki yastıkçığı sayesinde bebeği rahatça kanguruya koyabiliyorsun ve bacakları da kangurunun içinde kalıyor. Ağırlığı 4.5 - 5 kiloyu geçtiği zaman da yastıkçığı açıp bacaklarını M pozisyonunda ama yine kangurunun içinde kalacak şekilde yerleştiriyorsun. 4 yaşına kadar kullanılabilir diyorlar. Çocuk zaten yürüyünce çok gerek olmaz ama sırtta taşıma özelliği olduğu için hoşuna da gidebilir. Kısaca ben bir kere alayım tam olsun dediğim için aldım ve çok da memnunum.

Boba 4G gibi olan yerli üretim Momfortbaby diye bir marka daha var ama onun yeni doğan aparatının kullanımı bana biraz zor geldi. Boba'nın entegre yastığına göre biraz daha yer kaplayan bir düzeneği var. O nedenle tercih etmedim.

Sosyal medayada ise çoğunluk kanguru seçiminde Ergo360 diyor ama o da 4. Aydan sonra önerildiği için alamadım. Baby Björn de önerenler var. Ama kesinlikle Stokke, Chicco, Kraft almayın. Onlar rahat değil. Sosyal medyada okuduğum çoğunluk böyle diyor, onların yalancısıyım ;)

01 Nisan 2016

3. AY DOKTOR KONTROLÜ

1 Nisan 2016


1 Nisan'da Kerem'in 3. ay doktor kontrolüne gittik. 63,5 cm (Normalde 3 aylık 60cm oluyorlarmış), ve 6650 gr olmuş.

Doktor beyin söyledikleri aşağıdaki şekilde
  • 5. ayda geceleri saat başı kalkmalar başlayacak. 9. aya kadar sürebilir. Uyku düzeni değiştiği için oluyormuş, detayları bir sonraki kontrolde.
  • 4. ay bittikten sonra memede uyutmayın dedi. Memeden tam uykuya dalacakken çekip yatağına bırakın, yatağında uykuya dalsın dedi. Bu süreçte tabiki ağlayabilir dedi. 45dk'a kadar ağlayabilirmiş. Yatağa koyunca hiç dokunmayacaksın, pışpışlamak yok, yanında oturacaksın. "Artık uyku vakti, uyuman lazımı bilecek" dedi
  • 2-3 saatte bir beslenmesi lazım. 4 saatlik aralık anne sütü alan bebek için çok fazlaymış.
  • Gece 6-9 saat deliksiz uyuyabilir. 
  • Eğer 19.30'da uyuduysa, gece 22:00-23:00 gibi 90-120cc'lik süt verirseniz, sabah 4:30 - 05:00'e kadar uyuyabilir.
  • 8-9 saat aç kalmak biraz uzun. Ama gün içinde telafi ediyorsa, kilo alımı iyiyse, 600-800 gr aldıysa problem yok.
  • Kesik süt kustuğu zaman son 2-3 saat önce yediği sütü kusmuş demek olur. 
  • Kaba motor hareketleri başlamış olmalı. Mekik çekme hareketleri başlamıştır. Ellerinden tuttuğun zaman kendini öne doğru çeker.
  • Eller ağızda, salyalar çok artacak kontrolsüz şekilde.
  • Saçlar dökülecek. Hem annenin hem bebeğin. Büyüme hormonu azalıp normal hale gelecek o yüzden dökülüyor. Yapacak birşey yok, geçecek.
  • Kucakta oturtabilirsiniz. 5. ayda destekli oturtabiliriz. 30sn sonra ayaklarını görür, ayaklarına atlamaya çalışır.
  • Pusette 1-2 kademe yukarı kaldırabilirsiniz.
  • Bıngıldak en erken 9. ayda kapanır.
  • Konak mantardan kaynaklanır. Zeytinyağını karbonatla karıştırın.,
  • Çenesinde emdikten sonra yada salyalar yüzünden sivilce gibi görüntü olur, uyur uyanır pırıl pırıl olur.
  • Alerji testi için cildinde egzama olması, çok yiyip çok kaka yapıp kilo almaması, poposunun pişmesi, kakada kanlı sümük, emdiği sütü devamlı kusması lazım.
  • Macun kıvamında sert kaka yapabilir. Sert kaka için bişey yiyip içmesi lazım. 
  • Çok kusan bebeklere gaviscon, yada gaz ilaçları da kakayı etkileyebilir. 
  • İki memeyi de emzirmeye çalışmalıyız.
  • 4. ayda Karma difteri boğmaca tetanoz aşıları olacak.
  • Göz rengi için 6. ayın bitmesini beklemek gerek
  • Ağzında pamukçuk olsaydı yanaklarında çok yoğun bir görüntü olurdu. silsen de geçmezdi.
  • Gündüz 45dk-1 saat uyuyp geceleri saat başı kalkarsa, gündüz uykularını azaltmak gerekir.
  • Gündüz 1,5 saat ayık kalması normal. Bebeği dinlemek lazım. 45dk uyuması normal.
  • yerde bırakmalıyız ki hareket etsin.
  • Günde 10 dakika kitap okuyun. Kendi okuduğun kitap ta olur
  • 10. aya kadar almamız gereken belli bir oyuncak yok
  • dönme 4. veya 5. aydan sonra
  • 3. aydan sonra yalnız kalmak istemeyecek
  • 10-15dk kendini oyalayabilirse iyi.
  • Uyku müziğine şartlanabilir