Benim gibi bir yabancı ve yatılı bakıcı ile ilk tecrübeniz olacaksa sudan çıkmış balık gibi olmanız normal!
Bir kere şurası net; aynı eve girmeden bir kişiyi tanıyamazsınız. Sevgilinizden, kocanızdan pay biçin. Bir insanı en iyi aynı evi paylaşırken tanırsınız. Bilmediğiniz bir sürü huyu çıkar, sabah uykulu halinde sinirli midir, enerjik midir, neşeli midir... bazı şeyler zamanla beraber yaşarken öğrenilir.
Bakıcıda da aynı mantık var. En iyi deneyerek görürsünüz. Görüşmede çok beğenmiş olsanız da, pratikte işler umduğunuz gibi gitmeyebilir. 1 haftada yollarınızı ayırabilirsiniz. Fakat yine de, işe alım görüşmenizi yaparken bazı hususlar var ki, doğru karar vermenizde etkin rol oynayabilir. Peki nelerdir bunlar? Aşağıya madde madde yazdım... Bunların bazılarını arkadaşlarımdan duyup, bakıcıya sordum, bazılarını da şimdiki aklım olsa görüşmede sorardım diye yazmak istedim.
Kaç yaşında
Yabancı kadınlar (gürcü, özbek, azeri, türkmen) çok erken yaşta evlenip anne olduklarından 42 yaşlarında bir bakıcının torunları olma olasılığı çok yüksek. Ben biraz daha yaşını başını almış, oturaklı ve tecrübeli olsun diye 40 yaşlarında olması taraftarıyım, ama daha yaşlı olursa da çocuğun peşinde koşacak ve ev işlerini yetiştirecek enerjisi olmaz diye düşünüyorum. 20'li yaşlarında genç olanların ise çocukları daha küçük olduğundan akılları memlekette çok kalır diye istemiyorum. Bir de hem tecrübesizler, hem de deli dolu olabilirler, hatta bazılarının sevgilileri oluyormuş, onlarla uğraşmak istemediğimden tercih etmiyorum.
Evli mi? Evliyse eşi de Türkiye'de mi?
Evli olmasının hem avantaj hem dezavantajları var. Öncelikle avantajı kocası varsa hem de beraber buradalarsa sevgilisi falan olamaz, daha oturaklı bir aile hayatı vardır. Öte yandan kocası varsa, mutlaka haftasonu bir gece izne çıkmak isteyecektir. Bu haftada bir gece evde yalnız olmak için kimilerinin tercih edebileceği birşey ama hep sizinle evde kalan bir bakıcı sayesinde Pazar sabahlarını da uyuyarak geçirebilirsiniz :) Bazılarının kocası biraz problemli ve kıskanç olabiliyorlar, dolayısıyla kadınla günde bin kere telefonda konuşma ihtimali yüzünden bir süre sonra rahatsız olabilirsiniz.
Çocuğu var mı? Varsa kim bakmış? Kendisi baktı ise, çocuklar kaç yaşına gelene kadar bakmış?
Kendi çocuğu var ise ve belli bir yaşa kadar kendi baktı ise, en azından tecrübesi vardır. Ben kendimden pay biçiyorum, ikinciyi doğursam çok daha kolay bakarım gibi geliyor, en azından ek gidaya geçişte Kerem'de zorlandığım kadar zorlanmam, artık bir sistemim ve fikrim var.
Kaç senedir Türkiye'de?
Bu soru sayesinde daha önceki tecrübeleri hakkında ön fikir edinirsiniz. Gelmiş hiç gitmemiş mi? Ara sıra giriş çıkış yapmış mı, ülkeyi ne kadar tanıyor, buraya aşina mı, iyice öğrenirsiniz.
Türkçesi nasıl?
Bunu zaten konuşurken anlayacaksınız
Daha önce nerelerde çalışmış? Referansı var mı?
Burda palavra atmak bedava... Görüştüğüm 10 bakıcı içinden sadece biri referans verebildi. Mutlaka çalıştıkları aile yurtdışına gitmiş ve iletişimi kaybetmiş oluyorlar. Hepsininki yurtdışına gitmiş olamaz değil mi :)
Yemek ve temizlik yapabiliyor mu?
Bu sizin bakıcıdan beklentinizle alakalı birşey. Soruyu yapabiliyor mu diye sormak yerine "senden bunları bekliyorum, senin için uygun mu" diye sorulabilir. Ben çocuk uyurken yemek yapmasını, biz evdeyken cumartesi günleri de temizlik yapmasını istiyorum. Bebekle beraber de evdeki basit işleri yapabilirler. Sonuçta ben Kerem'le yalnız geçirdiğim Ağustos ayında hepsini yapabiliyordum. Bakıcı da yapabilir. Zaten çocuk gündüz toplam 3 saat uyuyor.
Sigara kullanıyor mu?
Bu benim için çok önemli. Yalan söylese bile tipinden anlarsınız. Sigara içen insanların çoğunluğunun sanki teni kararıyor gibi... bana mı öyle geliyor bilmiyorum ama, sanki dişlerinden, ellerinden anlayabiliyorum. "İçiyordum ama bıraktım" veya "sadece akşamları içiyorum"a inanmayın. Çocuğu günde 1 veya 2 kere dolaştırmaya çıkıyor bunlar siz yokken. O sırada çocuğunuz temiz hava yerine sigara dumanı soluyor olabilir. Veya akşamları çöp dökmeye gidiyorum diye çıkıp 1 saat gelmeyebilir. Tercih meselesi tabi.
Oturma izni var mı?
Eğer oturma izni zaten varsa, hiç kaçak duruma düşmediyse bu bende karşımdaki insanın düzgün bir insan olduğu izlenimini uyandırıyor. Kurallara uyan, saklayacak birşeyi olmayan, temiz bir sicil. Şu an kaçak durumdaysa da, tabiki isteği dışında olmuş olabilir, çaresi var. Kendi ülkeleri dışında 3. bir ülkeye gidiyorlar otobüsle, sınır kapısında kaçak kaldıkları gün başına ödedikleri cezayı ödeyip tekrar Türkiye'ye giriş yapıyorlar ve otomatik yine 1 ay civarı kalış vizeleri oluyor. Eğer çalışma izni çıkartacaksanız en az 6 ay daha geçerli bir oturma izni olması gerekiyor, bu da aklınızda bulunsun.
Gece kalkma konusunda ne düşünüyor?
Soruyu gene farklı sormakta fayda var. Kendisinden gece bebek uyandığında kalkmasını beklediğinizi, uygun olup olmayacağını sorun. Ben geceleri kendim kalkıyorum, ama çok aşırı bir durum olduğunda, 2 saat uyumadığında, çok ağladığında bakıcıdan yardım istiyorum. Bakıcı zaten "insan" bir bakıcı ise kendiliğinden kalkıp yardım ediyor. O gürültüde uyumak zaten mümkün değil. Ama bunu beklediğinizi bilmeli.
Maaş beklentisi?
Bunu sona bıraktım ama aslında bu ilk sorudur hep. Farklı memleketlere göre geçerli genel bir fiyat skalası var. Filipinliler ingilizce konuştukları için en ucuzları 1000 dolar. Gürcü ve Türkmenler 700 dolar, özbekler 600 dolar. Yetmiyor, dolar maaşının üzerine bir de "haftasonu izin parası" denen TL olarak aldıkları haftalıkları var. 30-50tl arası değişiyor. Mantık şu, verdiğiniz doları memleketine gönderiyor, aldığı haftalıkla da geçiniyor. En azından dolar 3.80 olmadan önce bu böyleydi. Size tavsiyem, bütçenizi türk lirası olarak belirleyin, ve kadına durumu izah edin. İster kur sabitleyerek, bütçeniz dahilinde kadına dolar verin, ister direkt TL. Ama eğer bir anlaşma yapmazsanız, akıbeti belli olmayan dolar yüzünden zor günler yaşayabilirsiniz. Son günlerde herkesden duyduğum kadınların maaşına ayarlama getiriyorlar çünkü başladığımız rakamdan 500 TL daha fazla verir hale geldik.
Bu maddeler dışında artık görüşmede size verdiği elektrik ve güven duygusu çok önemli. Biliyorum çok zor, çocuğunuzu emanet edeceksiniz. Ama inanın iyi insanlar var, inşallah size de o iyilerden biri denk gelecek!
Bol şans!
Hamilelikten, hafta hafta bebek gelişimine, çalışan bir annenin bebeğiyle güncesi; sadece bebek değil bir "Anne Günlüğü"!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder