Efe'ye en güzel
doğum günü hediyesini Kerem verdi. O sabah yatakta oynarken ilk defa duyduk o
kelimeyi ağzından. Ben önce kulaklarıma inanamadım. Nefesimi tuttum Efe'ye
baktım. Aynı filmlerdeki gibi ağır çekimde Efe de Kerem'e doğru döndü ve
"Baba mı
dedi O?!"
Sonrası bir sevinç,
bir çığlık, Kerem'i kapıp öpücüklere boğma, O'nun "iiiiiiiğğğ"
sesleri eşliğinde ufak bir boğuşma ve çocuğa tekrar aynı kelimeyi söyletme
çabası:
"Kereeem,
ben kimim?!"
Söyletemedik.
Oysaki bebekler 9. ay civarı konuşmaya ses
çıkarmaya başlarlarmış ve önce “mama, dede, baba” dermiş. Kerem'in 7 aylıkken bir iki kere “Memee” diye
bağırmışlığı var. 10. ay civarı "Hade" demeye ve arada “Mmmm” sesi
yapmaya başladı o kadar.
İnanmayacaksınız
ama doğduğundan beri “Anne” diyebiliyor. Şahitlerim de var üstelik... Bilinçli
bilinçsiz bilemem ama çocuk Anne sesini doğduğundan beri çıkarabiliyor.
Ama ilk
bilinçli söylediği kelime Atta! Şaka gibi dimi?! Ne baba ne anne... Attaaaa. Bu
kelimeye eşlik eden beresini montunu alıp gitme denemeleri dahil. Bilinçli
olduğunun kanıtı... Gezmeye gitmek istiyor, ve biliyor ki montu giyip öyle
çıkıyor gezmeye.
İkinci bilinçli
kelime sanırım “Anne”. O aralar tam fark edemedik ama aynı zamanda babasına da
seslenmeye başladı; “Andaa”. Çok net. Üstüne bastırarak söylüyor Annn-daaa
diyor.
Efe'ye bazen
Anne de diyor sanki... Kerem'le benden daha sevgi dolu kurduğu bir ilişkisi
var. Sanırım bazen Efe'yi Anne sanmasının nedeni bu.
Efe çok sabırlı
bir kere. Gecenin köründe ben uykusuzluktan takatimi kaybetmiş sinir basmışken,
Kerem'e sinir olup O'nu odasında yalnız bırakmaya karar vermişken, hep Efe alıp
saatlerce söylenmeden kucağında dolaştırıyor Kerem'i uyuyabilsin diye. Aslında
Kerem yatağında uyuyabiliyor ama Efe'yi görünce kucağından inmiyor. Yatağa
koyamıyor, kucağında Kerem'le koltuğa oturamıyor. Eğer ayakta durmazsa Kerem
basıyor yaygarayı.
Geceleri
Efe'yle dönüşümlü kalkıyoruz. Aslında 2 hafta öncesine kadar böyle bir sorun
yoktu. Gece uyandığında Efe gidip su içirip azıcık totoyu pat pat'lıyordu ve
Kerem aklına kucağa alınmak gelmeden uyuyordu.
2 hafta önce
emzirmeyi bıraktım. Ve uykusunda resmen değişiklik oldu. Gece uykusuna yatmadan
emzirirken, memede nerdeyse uyuya kalırdı, hemen yatağa koyardım ve yatakta
kendi kendine uykuya geçerdi. Emzirmeyi bırakmak hiç zor olmadı, hiç meme
aramadı ama emmediği için sütle o kadar gevşeyemiyor ve sütten sonra en az 30dk
sürüyor uykuya dalması. Bunun yanında gece uyanmaları da arttı. İşte bu
uyanmalarda eğer Efe’yi görürse ya onunla oyun oynamak istiyor veya kucağında
uyumak. Eğer gece uyandığında Efe gitmişse, O'ndan görevi devralmak
mümkün olmuyor çünkü Kerem babasını bırakıp benim kucağıma gelmiyor. Zorla
alırsam da basıyor yaygarayı, susturabilene aşk olsun. Elalemin çocuğu
anacıdır, bizim ki babacı. Ama bu durumdan hiç de şikayetçi değilim.
İşten
geldiğimizde de durum çok farklı değil. Eğer ilk eve ben gelmişsem, bir güzel
kucağıma çıkıp bana sarılıyor, sevimlilikler yapıyor. Ama baba gelince hemen
benim kucağımdan onun kollarına atılmak istiyor. Ve bana geri gelmiyor, alırsam
katıla katıla ağlıyor. Belki henüz dili varmıyor ama ben anlıyorum, Babamı
istiyorum diye ağlıyor. Belki de O’na daha fazla şımarabildiğinden, O’nunla
daha güzel oyun oynadığından, belki de sadece Efe O’nunla ilgilendiği için.
Akşamları
sofrada Efe şarkı türküyle çok güzel yemek yedirebiliyor Kerem’e. Ben genelde
çabuk pes ediyorum. "Yemiyor bu çocuk" diye üzülüyorum, modum düşüyor, sinirlerim
yıpranıyor, olmuyor işte yediremiyorum. Efe azimle deniyor ve başarıyor da.
Söylediği şarkılar ile dans etmeyi öğretti Kerem’e o derece. Artık mama
sandalyesinde hoplaya zıplaya yemek yiyor bazen.
Yemekten sonra
bazen Kerem’i kucağına alıyor ve beraber bilgisayarda çalışıyorlar. Kerem’le
çalışmak ne kadar mümkün olursa tabi, ama bilgisayara bakmayı, tuşlarına
basmayı çok seviyor. Ben kızıyorum tabi genelde, istiyorum ki o bilgisayar
Kerem yatana kadar açılmasın ama öyle olmuyor maalesef her zaman. Çünkü
bilgisayarı gördüğü zaman dünyayı unutuyor, oyun moyun istemiyor.
Ama Efe bir
şekilde ilgisini dağıtmayı beceriyor. Beraber Legolardan kule yapıyorlar, Efe
yapıyor Kerem söküyor, dans ediyorlar, kovalamaca ve saklambaç oynuyorlar ve
son zamanlarda ayakla top sürüyorlar.
Ben daha çok
görev adamı gibiyim sanırım. Ben de oyun oynuyorum Kerem’le ama, sanırım çok
eğlenceli değilim, daha çok kural koyan, uygulatan bir figürüm sanırım. Baba
daha eğlenceli O’nun için. Ben omzuma alamıyorum mesela, veya ayakta saatlerce
taşıyamıyorum. Beni anladığını bildiğim için de, açıklıyorum Kerem’e, “Anne’nin
beli ağrıyor o yüzden seni uzun süre taşıyamaz” diyorum. Belki de o yüzden çok
diretmiyor.
Efe hep O’nu
eleştirdiğimi ve yaptığı güzel şeyleri görmediğimi veya takdir etmediğimi
söylüyor bana. Bu yazı da benim özeleştirim olsun, evet insanoğlu nankör, daha çok
kötü şeyleri görüyor ve hatırlıyor. Ben de öyleyim… iyi şeyleri zaten olması
gereken şeyler gibi düşünüyorum, hep yapılan kötülüklere odaklanıyorum sanırım.
Efe çok iyi bir
baba oldu. Benim anneliğimdense bence O’nun babalığı daha başarılı oldu. Bizlerden
bir önceki kuşak, yani bizlerin babalarının hiç yapmadığı veya onlardan
yapılması beklenmeyen şeyler artık bizim kuşakta normal karşılanıyor. Bizlerin
de anneleri çalışıyordu ama ona rağmen yük daha çok annelerin üzerindeydi.
Bizim neslimizde babalar artık alt da değiştiriyor, çocuğa yemek de yediriyor,
uyutuyor da. Tabi ki bunu yapmayan babalar da hala var. Daha geleneksel diye
tabir ettiğimiz, ama aslında bu kelime ile kendilerini kınadığımız erkekler
maalesef hala mevcut. Sanki kadın çocuğu tek başına peydahlamış gibi, sadece
kadının çocuğa bakmasını bekleyen, “ama ben yarın işe gideceğim” diye düşünen,
veya “Aaa ben gece valla hiçbir şey duymuyorum, hanım kalkıyor” diyen
düşüncesizler de gırla.
Ben
şanslılardanım. Efe zaten kendiliğinden, içinden gelerek bakıyor bebeğine.
Benim en fazla bazı yönlendirmelerim oluyor o kadar. Ne gece kalkmaktan
yüksünüyor, ne banyosunu yaptırmaktan ne yemek yedirmekten. Haliyle Kerem de babasına çok düşkün, onu çok seviyor ama işte o kelimeyi hala söylemiyor. Bal gibi biliyor aslında Baba'yı, ben biliyorum, ne zaman Baba de desek, muzurca gülümseyerek Ann-daa diyor.
Kim bilir, belki de çocuk anne yarısını An-da sanıyordur :)
Kim bilir, belki de çocuk anne yarısını An-da sanıyordur :)
Baba mi dedi o 😂😂😂
YanıtlaSilÖpsün onu büyükandası 😀
YanıtlaSil