17 Mart Dünya Uyku Günü şerefine Kerem’in Uyku Eğitimi nasıl gidiyor, geceleri deliksiz uyuyor mu, ve en önemlisi uyku eğitimi işe yarıyor mu konularında merak edilenleri paylaşıyorum!
Bu yazıyı okuyan
sevgili anneler, biliyorum benden mucizevi cümleler duymak istiyorsunuz, ama maalesef
istediğinizi size veremeyeceğim. Kerem 10 aylıkken başladığımız uyku eğitimi maceramız,
araya giren hastalık, ishal ve dişlere rağmen hala devam ediyor.
Uyku Eğitimi yazı dizime buradaki linkten ulaşabilirsiniz.
Uyku Eğitimi yazı dizime buradaki linkten ulaşabilirsiniz.
Kerem 5 gün sonra
15. Ayını bitiriyor. Geçtiğimiz 5 ay içerisinde oldukça ilerleme kaydettik
diyebilirim, ama çok kötü geçirdiğimiz geceler de oldu. Öncelikle bu uzun bir
maraton bunu aklınızdan çıkarmayın. Önceki yazılarımı da okursanız, rutinin ne
kadar önemli olduğunu ve aylarca belki yıllarca her akşam aynı şeyleri
tekrarlamanın ne kadar önemli olduğunu hatırlattığımı göreceksiniz. Bu demek
oluyor ki, eğer iyi uyuyan bir çocuk istiyorsanız, siz de hayatınızda bazı
şeylerden ödün vermek zorundasınız. En azından bir süre. Daha sonra “istisnalar
kaideyi bozmaz” diyerek, rutinin dışına çıktığınız geceler olacaktır ama düzeni
fazla bozarsanız, istikrar yakalayamazsınız.
Gelelim biz neler
yaşadık. Instagram’dan ve blog’dan beni takip edenler iyi bilir, Kerem’in gece uykuları
hep inişli çıkışlı oldu. 10 aylık olana kadar, yatağında bir kez olsun kendi
başına uykuya dalamayan bebeğim (bir kez ağlatarak başarmıştım), uyku eğitimi
sayesinde, ağlamadan yatağında uyumayı öğrendi. Zira 10 aylık olana kadar,
gündüz, gece her uykusu için 9kg’luk bebeği kucağımızda taşımamız, ve uyuyana
kadar yürümemiz gerekiyordu. Bir süre sonra ne bel kalıyor ne sırt. Bakıcı
dahil kucakta uyutuyordu bebeğimizi. Bir gece gerçekten ağladığımda karar
vermiştim, artık bir şey yapmak gerektiğine. 10 aylık olmadan önce gece 1,5
saatte bir uyanan bebeğim, eğitim sonrası uzun süreler uyumaya başladı, gecede
2 kere uyanmalardan hiç uyanmamaya kadar ilerledi. Gündüz uykularında ise 45.dk’da
sektirmeden mutlaka uyanan, ve tekrar kucağa alınmadan asla uykuya devam edemeyen
bebek gitti, yerine 1,5 saatlik deliksiz gündüz uykuları uyuyan Kerem geldi.
Bu anlamda, uyku
eğitimi vermek bana çok şey kattı, çok işime yaradı. Ama hiçbir şey kolay
olmuyor, emek harcamadan elde edilmiyor. Kerem 40 günlük olduğundan beri yani
yaklaşık 14 aydır her gece, ama her gece! Kerem’i 19:30 – 20:00 arası
yıkıyorum. Sonrasında her gece kremliyorum, pijamalarını giydirip, kulağını
temizleyip, saçını tarayıp, sütünü içirip yatırıyorum. İş için ev dışında
değilsem, veya hasta/çok yorgun değilsem Kerem’i ben uyutuyorum. Yani sanmayın
bakıcım var diye rahatım. Bu benim kendi tercihim, çalıştığım için, eve
geldikten sonra çocukla azami zaman geçirmek istediğim için bunu kendim yapmayı
tercih ediyorum. Uyku eğitimine başladığımdan beri ise, bu sıralamaya çok özen
gösteriyorum. Kremlerken söylediğim bazı şarkılar var ve uyuturken söylediğim
başka şarkılar var. Çocukta zaman algısı yaratmak istediğim ve şartlanmasını
sağlamak istediğim için, şarkıların zamanlarını da değiştirmiyorum. Çünkü bir
şarkı ona eğlenceyi çağrıştırırken, bir diğeri uykuyu çağrıştırsın istiyorum.
Lafı fazla
uzattım. 12. Ayı içerisinde Kerem mükemmele yakın bir uyku tutturdu. Geceleri
nerdeyse hiç uyanmıyordu. En fazla bir kere kalkıp, su içip küt yatıyordu. Çoğu
zaman onu bile yapmıyordu. 20:00’de yatıp sabah 07:00’de kalkıyordu ve bu o
kadar mükemmeldi ki, endişelenmeye başladım. Yalan yok, “bakıcı uyku ilacı mı
veriyor bu çocuğa?!” diye içim içimi yedi, en az 2 hafta söylendim. Aslında
istediğim uyumasıydı ama uyuyor olması o kadar tuhaf gelmişti ki, bir sorun var
zannettim. Ah ah tecrübesizlik :)
Yılbaşına doğru başlayan bu mükemmel uykular sonrasında
da devam etti. Ta ki Kerem 16 Ocak’ta Influenza yani grip olana kadar!
Hastalığın akabinde de diş çıkardı ve bakıcının uyku ilacı vermediği de böylece
netlik kazandı. O deliksiz uyuduğu günleri özler oldum. Yaklaşık 1 ay
uykusuzluktan kırıldık diyebilirim. Gece 3-4 arası uyanıp en az 1 saat
kucağımızda gezmeden uyuyamaz olmuştu gene. Arada deliksiz uyuduğu geceler yine
oluyordu ama 1 gece uyuyorsa 3 gece sabaha karşı 2 saat bizi ayağa dikiyordu.
Yanımıza yatırmaya çalışsak da bizimle uyumuyor, yatmayı reddediyordu. Baktık
kucakta olacak gibi değil, gece vakti kanguruyla evin içinde gezmeye başladık.
Efe’nin sırf gece yarıları ev içinde yürüyerek 10.000 adımı doldurduğu geceler
oldu. Ama böyle gecelerde bile ilk uyuduğu saat 20:30 civarlarından en kötü
01:30’a kadar uyuyordu. Hatta genelde 03:30 gibi uyanıyordu. Yani bir 5-6 saat
deliksiz uyuyabiliyordu.
Hastalık ve diş
geçince düzeldi, yine deliksiz uyumaya başladı. Ve ben 6 Şubat Pazartesi günü
emzirmeyi kestim. O gece ilk defa emzirmedim ve çocuğun yatağında uykuya
dalabilme süresi 45 dakikaya çıktı. Meme emerken o kadar sakinlerdi ki, daha
ayıkken yatağına bırakırdım ama hemen uyurdu ve ben odadan çıkardım. En fazla
10 dakika yanında kalırdım, o da ses yaparsa anca. Ama emzirmeyi bırakmamla
beraber içtiği devam sütü onu sakinleştirmeye pek yetmediği için, yatağa
koyduktan sonra ful enerji ile kenarlara tutunup yatağın içinde yürümeye ve
gülüp bana şakalar yapmaya başladı. 12 Şubat’ta da başlayan ishali sayesinde,
karın ağrıları tavan yaptığı ve yerli yersiz her saat kaka yapmaya başladığı
için uykular iyice sapıttı. Güç bela 45dk’da uyutsam bile bazen 22:00’de bazen
02:00’de kaka yaptığı için uyanıyordu ve uykuya dönmesi çok uzun zaman
alıyordu.
İshal 1 aya yakın
sürdü. Bu sürede bir şişe biogaia bitirdi, işe yaramayınca da bir kutu şase
reflor içti ve anca düzeldi. A bir de 1 Mart’ta 7. Dişini çıkardı. Hepsi üst
üste geldi anlayacağınız. Düzelene kadar da yine 1 gece uyuyorsa 3 gece sık sık
uyandı.
Bu aralar yine
deliksiz uyuyor. İshali 3 Mart gibi tamamen bitti, bu yazıyı 17 Mart’ta
yazıyorum, ve genel olarak geceleri deliksiz uyuyor. En kötü bir kere kalkıp su
içiyor. Gündüz uykuları da bu ara değişmeye başladığından, 2 uyku yaptığı
günler 17:00’ye doğru uyandığından, gece uyku saatleri de ona oranla biraz
kaydı. O nedenle 2 uyku yaptığı günler 20:15 gibi, tek uyku yaptığı günler
19:30’da banyo yapıyor. O nedenle 2 uyku yaptığı günler uyuması bazen 21:30’u
bulmaya başladı. Bu ara Tracy Hogg’un kitabını okuyarak Kerem’e tek uykuya
geçişte nasıl yardımcı olabileceğimi okuyorum. Ayrı bir yazı da bunu da
paylaşabilirim.
Benim bu
süreçten çıkardığım sonuç: Uyku eğitimi işe yarıyor.
Ama hastalıklar
ve dişlerle sekteye uğrayıp ara ara bozuluyor. Bu süreçte pes etmemek çok
önemli. Gece rutininden hiç taviz vermedik. Ve gece ağladığında, bize ihtiyacı
olduğunu düşündüğümüzde, hep yanına gittik, asla ağlamaya bırakmakdık. Evet,
kucağımıza da aldık, kanguruda da gezdirdik, çünkü hastaydı. Ve kitaplarda
yazanın aksine şunu gördüm, birkaç gece üst üste kanguruda gezdirip uyutsak
bile, çocuğun sıkıntıları geçip, bir derdi kalmadığında uyumaya devam etti.
Yani kucağa alınmayı bir koz olarak kullanmadı, hep o şekilde uyumak istemedi.
Belki buradaki önemli bir nokta, gece ilk uykusuna yatırırken kucağımda
uyutmamam olmuş olabilir. 45dakika da sürse, azimle bekledim, pışpışladım, ve O
uyuyana kadar yanında kaldım, ama kucağımda uyutmadım. Yatakta yatarak kendi
kendine uyudu.
Eğitim verenlerin
çoğunun aksine, ben sandalyemi kapıya yaklaştıramadım. Hatta odadan hiç
çıkamadım. Bir süre sonra bunu yapmaya tekrar deneyeceğim, ama şimdiye kadar
beceremedim, açıkçası hastalık ve dişlerden pek fırsat da bulamadım. Uyuyana
kadar odada kaldığım için, bu benim zamanımdan oldukça çalıyor, en kötü gece
21:00’e kadar Kerem tarafından bloke edilmiş oluyorum ve bu büyük bir kayıp
zaman bana göre. O bir saatte ben istediğim birçok şeyi yapabilirim, hatta
dinlenebilirim, ama dediğim gibi şimdilik hala yanındayım.
Size de
bebeğinize de deliksiz uykulu, sakin geceler dileğiyle!
Diğer uyku eğitimi yazılarıma aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder